Saray ve Ötesi
Abdülhamid Sonrası Meşrutiyet’in İlk Yılları
Bir millet felakete uğradığında veya adaletsiz bir durumla karşı karşıya kaldığında onun yardımına koşmak ve ona adil davranmak gerekir. Gelecek nesillerin, zayıfları korumayı, ezilenlerin öcünü almayı kendilerine görev sayacaklarına inanıyorum. Milletler, tarihleri boyunca, çoğu kez cezalandırıldıkları gibi, bazı durumlarda da öçlerinin alındığını ve haklarının teslim edildiğini görürler.
Bu sözlerimin bir örneği Türklerdir. Onlar gün olmuş, adlarının ve ırklarının yok olma tehlikesiyle karşılaşmışlardır. Ancak, Türkler derin uykularından sıçrayarak uyanmasını bilmişlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Türk kanında canlanacağını ve sonsuza kadar yaşayacağını dünyaya ispat etmek için canını dişine takarak savaşmışlardır. Bugün de onurlarım korumak için çarpışmaktadırlar.
Batı, hiçbir zaman bu kadar ileri görüşlü ve olgun olmamıştır. Osmanlı İmparatorluğu, özgür Avrupa'nın bir güvencesidir.
Ölü sanılan bir toplumda, canlı bir millet yaşadığını gördüğümüz için kendimizi kutlayalım ve Türklerin tekrar dirilmeleri onuruna ya tarih yazalım, ya da bizim mezar taşımıza ithaf...
Alphonse de Lamartine