Muhayyelat
Ölümsüz Klasikler
Tanrı'ya Adanmış Şiirler
Bir Doğulu olarak doğan ve yaşayan Tagore aslında Dünya'nın şiirine ulaştı ve onu yazdı. O, yeşerdiği topraktan aldığı hazzı ve acıyı giderek saflaştırdı; sonunda bütün insanlığın müziğine dönüştürdü. Tagore'un şiirinde hepimizin yüklendiği trajediler ve umutlar sözle dövülen çekirdeğin etrafında sımsıkı büyüyerek yine bize ulaşır.
Asya kıtasından ilk kez Nobel Ödülü alan Rabindranath Tagore, Gitanjali ile dünyada çok sevildi ve edebiyat tutkunlarının başucunda yer buldu.
Gitanjali şimdi Türkçenin güçlü akan şiirinin sessiz temsilcilerinden Cahit Koytak'ın kaleminden bize geliyor. Koytak, bu ince işlenmiş içli insanlık şölenine usta çevirisi ile katılıyor.
"Ey, kendi varlık yükünü, kendi sırtında
taşımaya çalışan akılsız!
Ey, dilenmek için kendi kapısını çalan dilenci!
Bütün yükünü, taşıyabilecek olanın ellerine bırak
ve asla arkana dönüp bakma.
Dikkat et, isli paslı soluğuyla tutkun,
dokunur dokunmaz,
bir anda söndürüverir kandili.
Sana bahşedilen armağanı tutma, onun
o kirli elleriyle,
Arınmış, kutsanmış değil çünkü onun elleri.
Yalnızca kutsanmış aşkla sunulan şeyleri
kabul et sen."