Son Muhafız - Hz. Süleyman’ın Yüzüğü’nün Romanı
Kutsal Emanetler Serisi

Korkarak elimi çekiyorum. Yeni bir korku baÅŸlangıcı ve sonu belirsiz. Bu korku gitgide büyüyor ve tüm benliÄŸimi sarıyor. Ä°nsan seli aralıksız akıyor. Selin ardı arkası kesilmiyor. Giden bir kent mi, bütün bir ülke mi? Ä°nsan seli, gittikçe hızlanıyor ve büyüyor. Sanki bir yerlere yetiÅŸmek ister gibiler. Bir gecikmiÅŸtik, bir telaÅŸ... Hızlanıyorlar, hızlanıyorlar; her biri bir gece atı ve her biri kendi derdinde, kendi yalnızlığında. Bir umutsuzluk, bir yenilmiÅŸtik...
Ä°nsan denizi dalgalanıyor ve yaÅŸayanların ayak sesleri kaplıyor her yanı. Görüyorum, insanlar tekrar kente dönüyorlar. Ben burada yapayalnız mı kalacağım? O anda perdeler açılıyor: Üçler, yediler, kırklar ve bütün Hak Erenler yanımdalar. Dünyayı görüyorum; bütün insanları toplamış bize sunuyor, onlara yeni bir nefes verelim diye...
Bütün zamanlarda, bütün mekânlarda durmuÅŸ, evrene bakıyorum.
Bu romanın ilk sayfaları, 1970'te DiriliÅŸ dergisinin 15. sayısında yayımlanmıştı. O zaman uzun bir hikâye gibi tasarlandı, sonraları tekrar tekrar ele alınarak defalarca yeniden yazılmıştır. Bu durumda türünün ilk örneklerinden biri olduÄŸunu söyleyebiliriz.
Az geliÅŸmiÅŸ ülkelerin sürekli karşı karşıya kaldıkları çeliÅŸkiler, yönetim biçimi arayışları ve bunu kurbanlar vererek deneyiÅŸleri dile getirildi bu romanda. Burada destansı yıkılışların yanı sıra destansı kurtuluÅŸa da iÅŸaret edilmiÅŸtir.
Bu kitap, insanımızın kendi kendini sorgulamasının yolunu açabilirse, red ve ÅŸerh geleneÄŸinden eleÅŸtirel bilince ulaÅŸmamızda bir pencere aralayabilir belki.